Taşa Verdim Yanımı Sözleri ve Hikayesi

Olay Erzincan'ın Esesi köyünde geçer. Yeşilliklerle bezeli, küçük ama şirin bir köydür. İnsanları çalışkan bir o kadarda çilekeşdir. Huzur içinde bir hayat sürmektedirler. Kavgalar sadece geçim derdindendir. Bu köyün afacan bir oğlanı, nazlı bire kızı vardır. Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalar zaman su misali akar. Oğlan koyun güder, ava gider, dağ taş gezer. Yıllar sonra mert civan delikanlı olur. Köyün nazlı kızıda halı, kilim dokur. İkiside evlilik çağına gelmiştir. Aynı yörenin insanı olup, birbirlerini gördükçe aşık olurlar. Oğlan ailesini dünürcü gönderir. Kızın ailesi nazlı kızın fikrini almak için birkaç gün müsade isterler. Kızla konuştuktan sonra dünürcülere haber ederler ve iki genci evlendirirler. Köyde o kadar güzel düğün yaparlar ki dört bir yana duyulur. Herkesin dillerinde bu iki gencin sevdası söylenir. Güzel ve mutlu yuvar kurarlar.

Aradan çok zaman geçmesine rağmen bu iki gencin bir türkü çocukları olmaz. Aralarındaki o büyük sevda gün be gün eriyip gider. Zamanla büyük tatsızlıklar meydana gelmeye başlar, aralarındaki soğukluk iyice artarak gider. Yine bir gün tartışınca, bir zamanların o güzel gelini kör şeytana uyar ve kocasını öldürür. Ama ölümüne kaza süsü verir, kendisinin öldürdüğünü gizler. Dağ gibi yiğidi toprağa verirler. Yalnız yörede bu yiğidin ölümü hep şüpheli kalmıştır. Delikanlının ölümü arkadaşlarını çok üzer. Bu kadar erken yaşta toprağa girmesini kabullenemezler. Can yoldaşlarından birisi delikanlının arkasından bu türküyü söylemiştir.