İran Destanı 118
Türlü türlü alem gördük efendim
Makü dedikleri şehre uğradık
Birkaçına selam verdik efendim
Makü'den ki uzaklaştı yolumuz
Kaynadı sinemiz coştu dilimiz
Dediler Tebriz'dir yoğun elimiz
Tebriz'de on dakka durduk efendim
Tebriz'de de fazla durmadık geçtik
Aşık Garip duyduk kaynadık coştuk
Çok yabani sahra dağları aştık
Tahran uzakta mı sorduk efendim
Dokuz saat sonra geldik Tahran'a
Dedik ki garibiz gidek ne yana
Döndüm İlhami'ye sordum Reyhan'a
Bir hayli hayallar kurduk efendim
Bir bilen otelci bulduk konuştuk
Gözlerimiz doldu yandık tutuştuk
Bir iki gün dertli dertli dolaştık
Yolumuz ne yana sorduk efendim
On iki gün sonra çıktık Tahran'dan
Vatanın hasreti oydu bir yandan
Dediler Şiraz'ın yolu bu yandan
On beş saat sonra gördük efendim
Şiraz'ın kapısı büyük bir divan
Kapısı üstünde asılı Kur'an
Gözümüz yaşardı hayli bir zaman
Misafirhaneye vardık efendim
O gece Şiraz'da eyledik rahat
Bir Türk kızı bize eyledi belet
Oturdu bizlerle etti muhabbet
O elin halini sorduk efendim
Dört gün de Şiraz'da kaldık oturduk
Beşinci günüydü çaldık çağırdık
Güzel karşılandık güzel tutulduk
Çok güzel bir alem kurduk efendim
Tekrardan Tahran'dan geldik Tebriz'e
Bütün aşıklarla geldik yüz yüze
Sazları küçüktür benzemez bize
Ayrı ayrı hüner gördük efendim
Çobanoğlu İlhami'yle Reyhani
Muhtasar yirmi gün gezdik İran'ı
Dedik Ya Rab nasip eyle vatanı
Elhamdülillah ki gördük efendim