Halil İbrahim 653
Dağda kızıl ot biter
İçinde keklik öter
Eşkıyadan da beter
Uslan be Halil İbrahim
Kıvırcık saçlarına
Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına
Yaslan be Halil İbrahim
Müfreze dağı sarar
Dağda kaçaklar arar
Geçit vermez kayalar
Hızlan be Halil İbrahim
Kıvırcık saçlarına
Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına
Yaslan be Halil İbrahim
Derede su durulur
Daldan köprü kurulur
Elli yerinden vurulur
Aslan be Halil İbrahim
Kıvırcık saçlarına
Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına
Yaslan be Halil İbrahim
Sanatçı: Dursun Ali Akınet
Halil İbrahim Türküsünün Hikayesi
Halil İbrahim, sırım gibi bir karadeniz delikanlısıdır. Komşu köyün ağasının kızına vurulur. Aşkı karşılıksız değildir ama gelen haber olumsuzdur. Ağa kızını vermez. Oda kaçırır sevdiği kızı. Ağa bu olayı hazmedemez. Halil İbrahim'in askerlik zamanı gelir. Ardında yolunu gözleyen karısı, oğlu ve kızından başkası yoktur. Asker ocağında aldığı mektup yüreğini dağlar. Ağa Halil İbrahim'in arazilerini üzerine geçirdiği gibi kızını da geri götürmek ister. Dayanamaz askerden firar eder köyüne gelir. Saklanır jandarma çemberi daraltıp onu yakalamıştır. Jandarma onu telefon direğine bağlayarak çok şiddetli şekilde döver. Kafasına aldığı darbelerden sonra aklını kaybeder. Artık eski İbrahim değildir. Cezasını çeker askerliğini tamamlar köyüne döner. Karısı ve çocukları elinden alınıp başkasına verilmiştir.
İnsan içine çıkamaz durumdadır. Halil İbrahim öylesine savrulup durur. 12 Eylül öncesi Fatsa karışmıştır. Halil İbrahim'in evi bir çatışmada yakılıp yıkılır. Olaylardan uzaklaşmak ister ve yakınlarının evine sığınır. Yorgunluktan uyuyakalır ve uyandığında jandarmanın namluları üzerine çevrilmektedir. Yıllar önceki o dövülme anı tekrar tüm benliğini kaplar. Bir anlık boşluktan yararlanıp kaçar. Hasova deresine doğru koşmaya başlar. Dereyi geçer bir mühdet daha koşar. Tam ormana gireceği anda başından vurulur. Yere düşmez kayalara yaslanır. Israrla ayakta kalmaya çalışır. Ölürken bile dimdik durmak ister.