Eledim Eledim Höllük Eledim 656
Eledim eledim höllük eledim
Aynalı beşikte canan bebek beledim
Büyüttüm besledim asker eyledim
Gitti de gelmedi canan buna ne çare
Yandı ciğerim de canan buna ne çare
Bir güzel simadır aklımı alan
Aşkın sevdasını canan serime salan
Bizi kınamasın ehl-i din olan
Gitti de gelmedi canan buna ne çare
Yandı ciğerim de canan buna ne çare
Sanatçı: Muharrem Akkuş
Eledim Eledim Höllük Eledim Türküsünün Hikayesi
Mustafa ile Mehmet, birlikte büyüyen iki genç delikanlı. Kardeşten öteler. Tek bildikleri kendi köyleri. Küçücük dünyalarında küçücük yürekleriyle yaşayan cesur çocuklar. Birgün köye haber gelir. Eli silah tutan gençler askere çağrılır. Mustafa ile Mehmet nasıl mutlu, vatan için millet için cepheye gidip çarpışmaya. Köyde bir garip hava. Biraz sevin. biraz üzüntü. Geri dönecek mi yavrularımız diye ağlayan analar. Soğuk ama çok soğuk bir kış günü. Başkumandan vekili Enver paşa, 60.000 askerle Allahu Ekber dağlarını aşıp, rusları hiç beklemediği yerden vurmak için yol koyulmuştur. Planı Kars'ı tekrar vatan topraklarına katmaktır. Ama tek düşman Ruslar değildi, kara kıştı. Yer yer ısının -30 dereceye düştüğü bu bağlarda askerler hazırlıksız yakalanmıştı. Çoğu çölden gelmiş, üzerlerinde yazlık üniformalar, ayaklarında ayakkabı yoktu. Dondurucu soğuk tek düşmanları olmuştu. Mustafa Mehmet'e sordu geri dönebilecek miyiz? Mehmet ona asla geri bakma mevzubahis vatansa gerisi teferruattır dedi Birbirlerine destek oldu, uyumadılar direndiler. Ama ne çare Allahu Ekber dağları geçit vermedi askerlere.
60.000 asker donarak şehit oldu bu topraklarda. Allahu Ekber dağları böylesine bir acıyı ne gördü ne duydu. Aileleri, anaları, babaları, kardeşleri hergün onları bekledi ama bu cesur yiğitler bir daha geri dönmedi. Öyle acıydı ki dağlar, taşlar, kuşlar ağladı yiğitlere. Rus Kafkas Ordusu Kurmay Başkan vekili Sarıkamış'ta gördüklerini şöyle anlatıyor.
İlk sırada diz çökmüş 9 kahraman, mavzer alıp nişan almışlar tetiğe ama asılamamışlar. İkinci sırada cephane taşıyan askerler, sandıkları bir avuçlamışlar ki kainattan hırslarını almak istiyorlar. Öylece kaskatı kesilmişler. Sağ başta Binbaşı Nihat, dimdik ayakta, saçları beyaza boyanmış. Gözleri karşıda, Allahu Ekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım. Bizden çok evvel Allahlarına teslim olmuşlardı.