Redif Firarı Destanı 141
Bekaya celbinde çıktı süvari
Kolumu bend etti ester yuları
Akşam namazında vardık Zilife
Sabahtan olunca curnal yazıldı
Süvariler iki taraf düzüldü
Şidara varınca keyfim bozuldu
Başköyü geçerken baktık garafa
Batman hüyüğünde göründü bağlar
Babın etrafı havalı dağlar
Gönlüm melul melul gözüm kan ağlar
Ne bahtılı dedik bizden selefe
Jandarmalar geldi kolumu söktü
Askerin mevcudu seyire çıktı
Gardiyanlar aldı içeri soktu
Teslim aldılar bizi yoktur vazife
İki üç gün orda hapiste kaldık
Masharalık ettik bir zaman güldük
Ne yaman dertlere giriftar olduk
Ceza tertip oldu kaçak redife
Emretti mülazım sürdüler bizi
İlbeyli beyinin doluktu gözü
Bıraktık orada oğlanı kızı
Azmi rah eyledik garbi tarafa
Uvak daşlı imiş Halebin yolu
Ayağım kabardı sanarsın tolu
Sicimin düğümü ağrıttı kolu
Gerildi parmaklar yumulmaz kefe
Serisattan öte Şeyh Zeyyad düzü
Ufak taşı yoktur sade kırmızı
Güneş karşı geldi kavurdu bizi
Gevşedi damarlar pişti keşefe
Şeyh Zeyydaddan öte Halebi gördük
Dolandık kışlaya kapıya vardık
Duran karakola bir selam verdik
Oturmuş zabitler eder latife
Millet kabul etmez böyle süreği
Bütün askerlerin yandı yüreği
Eğer olmasaydı merkez direği
Soğuktan ölürdük kardaş Mustafa
Ali Paşa devletin has kumandanı
Halebe yazdırdı cümle firarı
Birinci taburda aldık kararı
Giydik elbiseyi başladık keyfe
Ahadde Hamiste yedik pilavı
Kıvrattık bıyığı verdik kılavı
Boyattık cizmeyi parlar cilavı
Ergittik püskülü eşgidi kafa
Pirinç çorbasının çoktur şirini
Hoşafı çok yerse bozar karını
Bölük eminleri bekler fırını
Asker tayin ister belli vazife
Kışladan çıkınca döndürdü sola
Halebi savuştuk azmettik yola
Başımıza geldi hezaran bela
Daha ne kara gün görürsün kafa
Geldi Hırıytanın gelini kızı
Sanarsın koyuna koyuldu kuzu
Ağıdın sesinden inlerdi yazı
Yandı firkat odu düştü etrafa
Der Cemile geldik ekin ekerler
Zenbille kuyudan saman çekerler
Kavımı olanlar yola çıkarlar
Kimsesi olmayan karışmaz dofa
Keferaltun hanı ulu han imiş
Üzüm pekmez helva ekmek var imiş
Gelen misafirler alır yer imiş
Çok para almadan dönmüş sarrafa
Hana dahıl olduk oturduk akran
Zabitler mey içdi oldular sekran
Hacı kalk hazır ol çantayı yüklen
Fırsat ganimettir olma boş kafa
Saat bir buçuka aşımız pişti
Mülazim zabitan abuşer içti
Ömerin oğlu da kenefe düştü
Teaffün ederek döndük Zilife
Cesimülübeyt açtı kilidi
Allah esirgesin böyle yiğidi
Kulluk haliydi kimse yoğ idi
Selamet savuştuk düşmedik havfe
Yoldan çıktık azmeyledik Cebele
İşin yoksa yalınayak çabala
Bir yüce dağ imiş başı Kerbela
İçmeğe su yoktur kurudu şefe
Yelbabaya geldik düştük ocağa
Elimizi yuduk döndük sıcağa
Ziyaret kitli imiş açıktı tağa
Bir Fatiha okuduk kati hurufa
Yelbaba hüyüğü çataldır başı
El ayak sürmeden sıykaldır taşı
İfakat bulurmuş yel olan kişi
Evliya makamı dertlere şifa
Yelbabayı geçtik göründü Tuğlu
Ne güzel köy imiş etrafı bağlı
Karnımızı doyurdu Tonovun oğlu
Bir pilav pişirdi dermandır cevfe
İkindi namazı Düdeni aştık
Halfetiye geldik suyunu içtik
Vahvinin geçidin kolayca aştık
Bıyhıra gelince dayandık hayfa
Alahan hüyüğü insandan hali
Çamurlunun suyu kurbağa dolu
Mağarayı geçtik doğrulttuk yolu
Kersenlide katip olduk Arife