Pun Destanı 150
Koştuk arabayı biz de peşinden
Geldik alt yanına yükledik ağaç
Dedik yardımcı ol ey Şah'ı Pevaç
Üç damlı Mehmet Ağa'yla Hüseyin
Selam verip geldi ey dostlar deyin
Biz de hoş beş edip sohbet eyledik
Hürmet gösterüben rağbet eyledik
Mandaları öküzleri koştular
Hepsi birden arkasına düştüler
Dedik şu çeşmeden biraz içelim
Ondan sonra Fırat suyu geçelim
Altı kişi birden ordan savuştuk
Suyu içip arabaya kavuştuk
Anda Punlu İsmail'i çağırdık
Geçit neresidir diye bağırdık
O da bilmeyerek dedi burası
Meğer gayet derin imiş orası
Mehmet Hüseyin Süleyman babam hem çocuk
Yedi kişi idik yeksan tamamcık
Çok bağırdım siz buradan geçmeyin
Başımıza türlü işler açmayın
Hiçbirisi beni dinlemediler
Başa ne gelecek bilemediler
Altı kişi birden bindik üstüne
Sürdük arabayı suyun düştüne
Punlu çıplak idi düştü önüne
Üstünü soyunup verdi elime
Saz da benim elimdeydi o anda
Ne bileyim iş olacak bu anda
Sürüp suyun ortasına gelmiştik
Araba üstünde durup kalmıştık
Su çok derin idi araba yüzdü
Bu korku bizlerin ödünü üzdü
Güneş sıcak idi mandalar daldı
Su da arabanın üstünü aldı
Su vuruben arabayı çevirdi
Hepimizi su içine devirdi
Hemen korku ile elimi attım
Ağaçtaki olan budağı tuttum
Babam arabanın üstünde kaldı
Öbür arkadaşlar hep suya daldı
Ben de tutup öyle asılı kaldım
Boğazıma kadar hep suya daldım
Çocuğun ağzına su doldu hemen
Ağladı boğuluyorum diye ben
Üç Damlı Hüseyin Ağa kavuştu
Çocuğu omzuna alıp savuştu
Araba dönüyor mütemadiyen
Korkudan kalmadı ya Allah diyen
Ol hemen yüzerek Hüseyin Ağa
Çocuğu kavuşup attı kenara
Çünkü onlar yüzme biliyorlardı
Mehmet Ağa da kendini kurtardı
Su mütemadiyen bizi sürüyor
Her gittikçe derin yere vuruyor
Su arabayı altına yetirdi
Tekerlekleri çıkarıp götürdü
Artık bizim kuvvetimiz duruldu
Sazım arabaya çarptı kırıldı
Süleyman durmadan suda dönüyor
Korkusundan benzi kaçıp sönüyor
Mandayı döverler asla gitmiyor
Yürümüyor yuka yere yetmiyor
Birden elim kaydı tebdilim şaştı
Su beni daldırıp başımdan aştı
Birden çırpınarak çıktım yüzüne
Bağırdım babamın baktım yüzüne
Babam anda hemen elini attı
Sıkıca yapışıp kolumdan tuttu
Mehmet Hüseyin çocuk çıkmış karaya
Bakuben dururlar bu manzaraya
Ben de çıktım arabanın başına
Dedim bakın şu Allah'ın işine
Hemen babam anda mandaya vurdu
Manda çekip bizi kenarda durdu
Atlayarak anda kenara çıktık
Artık biz de korku temelin yıktık
Ben düşündüm acaba bu suç kime
Elbisemiz olmuş idi cimcime
Süleyman bağırdı ol Punluya koş
Su tekerlekleri götürdü kavuş
Punlu yüzgek vurup düştü peşine
Allah yardım etti onun işine
Kavuştu tekerlekleri tutarak
Kurtardı anı kenara atarak
Ol Punlu İsmail çıkuben geldi
Dikilip karşımda mahcupça kaldı
Dedi ey Sultanım bak gör halimi
Su götürmüş çorap ile donumu
Dedim müstehaktır senin canına
Girecektin bunca halkın kanına
Hepsine ayrıca eyledim hiddet
Çok fena darıldım bir hayli müddet
Çünkü suçlulardı söylemediler
Onlar beni tenkit eylemediler
Soyunduk elbiseyi serdik çalıya
Niyaz ettik Hak Muhammet Ali'ye
Kuruyan elbiseleri giyerek
Ol Allah'a hamdü sena diyerek
O gündüzün yürüyüp gittik eve
Annem ağlar dizini döve döve
Hemen eve gittik kestik bir kurban
Geçmiş olsun dedi cümle muhibban
Daimi'yim bu destanı okuyun
Okudukça güle güle şakıyın