Nasihat Destanı 144
Kendin bilmeyene nadan demişler
İlk önce nefsini bilmeden ey yar
Bilinmez Hazret-i Yezdan demişler
Evvela şeriat sonra tarikat
Hakikatle bir de ilm-i marifet
Erişirse Hak'tan sana hidayet
Yapışır elinden piran demişler
Farz ile sünneti tutarsan eğer
Yarın şefi' olur sana peygamber
Rah-ı sevab için ararsan rehber
Hakk'a ulaştırır Furkan demişler
Men aref sırrına aklı ermeyen
Hakikat küncine postu sermeyen
Varıp bir gerçeğe boyun vermeyen
Başına bir torba saman demişler
Kula boş taklık ne yola gel yola
Ulü-l-emre itaat et mutlaka
Baş başa bağlıdır baş padişaha
Sürüye lazımdır çoban demişler
Derler erenlere birdir sağ u sol
Bulunur her yüzden girdigara yol
Vadinde hulfetme sadık-ül-kavi ol
Birdir ikrar ile i'man demişler
İl ağzı tutulmaz her sözü duyma
Bugünkü işini yarına koyma
İnsan-ı kamil ol nefsine uyma
Seni aldamasın şeytan demişler
Kimseye el açma hürmetin gider
İki el bir başa kifayet eder
Kapı Allah kapısıdır erenler
Olmaz her kapıdan selman demişler
Eğer akil isen dinle bu pendi
Kendine edersin hileyi fendi
Eğri otur doğru söyle efendi
Boş torbaya gelmez kolan demişler
Her zaman tedbirin takdire uymaz
Arayan sanma kim arzusun bulmaz
Yar engelsiz gül de dikensiz olmaz
Bülbüle verilmiş figan demişler
Süleyman ol hakir görme bir muru
Gider gül u gışşı terk et gururu
Senden yeğinlerle ey gözüm nuru
Sakın ha çekişme urgan demişler
Olura olmaza kim eder hiddet
Makhur olur bulmaz başı selamet
Oturur yerine zararla elbet
Ahir öfke ile kalkan demişler
Sular ters yüzüne akıp çağlamaz
Gidenin yolunu kimse bağlamaz
Bilirsin ki kendi düşen ağlamaz
Kişi öz başına düşman demişler
Herkesle hoş geçin çekme teşvişler
Ne kebabı yandır ne dönsün şişler
Deliyle devletli bildiğin işler
Sibyanlar dinlemez ferman demişler
Ey oğul pendimi dinle kulak ver
Kulağa giren söz ta cana siner
El atına binen pek çabuk iner
Tiz eskir iğreti kaftan demişler
İstersen yuvanı daima şenlik
Dilersen hanende dirlik düzenlik
Varlıkta darlık yok yoklukta dirlik
Gece gündüz çalış kazan demişler
Yetim malın sakın malına katma
Veresiye hiç bir mal alıp satma
İl için kendini ateşe atma
Gemisin kurtaran kaptan demişler
Kimseye gadr etme görürsün zarar
Elinden gelirse dil al yara sar
İyi sözle insan dininden çıkar
Ilı sözle inden yılan demişler
İl için ağlayan gözünden olur
Kızını döğmeyen dizinden olur
Her şeyin çokluğu azından olur
Aza kanaat et her an demişler
Bazı kimse yimez içmez mal derer
Kimisi kazanır da israf eder
Nekesle cömerdin harcı bir gider
Bulunursa hoştur miyan demişler
Çalış durma artır kisb ü karını
Hoş geçir gününü anma yarını
Bir gün terk edersin bütün varını
Kalp kazanır yer kaltaban demişler
Yal olmasa köpek sürüde yelmez
Soysuz kişilerden mürüvvet gelmez
Azı bilmeyenler çoğu da bilmez
İyilik bilmezden yeğ sırtlan demişler
Varlığın var ise elinde senin
Hisapsızdır el eteğin öpenin
Unutma ki dostu olmaz düşenin
İptida dost alır yakan demişler
Kötü günde beraberdir dost düşman
Kazanırsan bari yine dost kazan
Bin dostun olsa da güvenme ey can
Bin dosttan çoktur bir düşman demişler
Dilersen ki hayır gele başına
Hayır san her işde daim eşine
Felek ağu katar bir gün aşına
Devir döner geçer devran demişler
Yükseklerden uçma dengin ara bul
Yorganına göre ayağın kösül
Sevmeyenin şahı sevene kul ol
Budur akıl için mizan demişler
Kimsenin aybını gözetme ey yar
Sen heman gayret et postunu kurtar
Her koyunu bacağından asarlar
Nene lazım filan falan demişler
Gördüğün dilbere dil verip akma
Kimsenin ırzına yan gözle bakma
Kapın kakılmasın kapıyı kakma
Kıyamete kalmaz zaman demişler
Neye gam çekersin hey koca sersem
Dertsiz baş mı olur ademiz madem
Eksik olmaz dağ başından duman hem
Yiğidin başından boran demişler
Diline geleni öğütme öyle
Demesinler sana il şöyle böyle
Yüz dinle bin düşün bir tek söz söyle
Sözünden bilinir irfan demişler
Ekmeden a gözüm biçmek olur mu
Kişi kısmetini tepmek olur mu
Karnı doya sofra çekmek olur mu
Olmaz yoz sığıra saman demişler
Öz başına kül eş yandır ocağı
Verseler de olma a'yan yamağı
Ortaklık inekten yeğdir buzağı
Belli olsun alan satan demişler
Bilirsin gurbette çile çektinse
Görünür sılası Bağdat herkese
Bülbülü koysalar altun kafese
Gene özler ister vatan demişler
Takdir olur ara yerde bahane
Gezdirir kısmetin serpilir dane
Önegülük etme sen uy zamane
Sana uymaz ise zaman demişler
Tek gibi gez merd ü zene tutulma
Hür yaşa kimseye köle satılma
Leng eşekle karıbana katılma
Yürü iniş yokuş yayan demişler
Bahtiyarın sözü basma zer olur
Tali'sizin pendi şur u şer olur
Beylerin yanında beraber olur
Su getiren senek siyan demişler
Yolsuza nasihat kuru emektir
Yola gelmeyenin hakkı kötektir
Çubuğu yaş iken iğmek gerektir
Küçükten yetişir sıbyan demişler
Gönlü masivadan mehcur olmayan
Harabat içinde mamur olmayan
Enelhak darına Mansur olmayan
Geçirsin boynuna urgan demişler
Elestü bezminde geçtik mihenkden
İlla'ya eriştik kurtulduk sekten
Yusuf'uz el çektik elden etekten
Tutmaz bir el iki damen demişler
Sadefi terkeyle gevher misal ol
Harfden tecerrüt et sade meal ol
İnsan-ı kamil ol sahib-i hal ol
Olmazsan sahip-kıran demişler
Ulular hoş demiş düşünüp ince
El elden üstündür arşa varınca
Mertçe davran hasmın ise karınca
Gösterme bir yüzden ağman demişler
Diktim bu meydanda ben de bir alem
Gelsin imtihana şairan bu dem
İşte kitap kağıt devat ü kalem
İşte saz söz işte meydan demişler
Mir'ati var ise akl ü iz'anın
Tut bu pendi yakma ateşe canın
Aldanma rengine fani dünyanın
Önü yalan sonu yalan demişler