Hekimoğlu 660
Hekimoğlu derler benim aslıma
Aynalı martini yaptırdım da narinim
Kendi neslime
Konaklar yaptırdım mermer direkli
Hekimoğlu geliyor da narinim
Arslan yürekli
Konaklar yaptırdım döşedemedim
Ünye Fatsa bir oldu da narinim
Baş edemedim
Ünye Fatsa arası ordu da kuruldu
Hekimoğlu dediğin de narinim
o da vuruldu
Sanatçı: Anonim
Hekimoğlu Türküsünün Hikayesi
Yoksul bir ailenin çocuğu olan Hekimoğlu Ordu civarında yaşamaktaydı. Annesinden başka kimsesi yok ve çevresinde dürüstlüğü ve yiğitliğiyle tanınmış bir gençti. O dönemlerde yaşadığı bölgeye yoğun bir Gürcü göçü olmuş ve buradaki bölgeye egemenlik kurmuş bir Gürcü beyi yaşamaktaydı. Bölgeyi egemenliği altına almış bu Gürcü bey Ayşa adında güzel bir kızla sözlüdür. Fakat kız Gürcü beyini sevmiyordu çünkü kalbi Hekimoğlu'na tutulmuştu.
Hekimoğlu ve Ayşa gizli gizli görüşmekteydi. Çünkü ailesi Ayşa'yı Gürcü beyiyle sözlemiş, Hekimoğlu ise fakir olduğu için eli kolu bağlanmıştır. Gizli gizli görüşmelerden haberdar olan Gürcü beyi çok kızmış ve Hekimoğlu'na düşman olmuştu. Gürcü beyi Hekimoğluna savaş açmış Hekimoğlu ise kendisine güvenerek Gürcü beyiyle tek olarak görüşüp hesaplaşmak istemiştir. Hekimoğlu verdiği sözde durup anlaşıldığı gibi tek başına Gürcü beyiyle görüşmeye gitmiştir. Hekimoğlu mert cesur bir delikanlıydı, aynalı mavzerini kuşanmış Gürcü beyinin karşısına çıkmış fakat bey sözünde durmayıp adamlarıyla birlikte Hekimoğlu'nu pusuya düşürmüştür.
Beyin adamları ateş altında Hekimoğlu'nu çevrelemiştir fakat Hekimoğlu bu pusudan kurtulur. Kurtulur kurtulmaz Bolu'da yaşayan annesinin yanına gider ve annesine durumu anlatarak helalleşir. Şehirde göz önünde duramayacağı için iki amca oğlunuda alarak dağa çıkarlar ve bir daha şehre dönmezler. Bu olayları duyan çevre köylerdeki insanlar Hekimoğlu'nun yanında olur ve ona yardım ederler. Köylüler onun dürüstlüğü ve mertliğinden etkilenip ona güvenmişlerdir. Yoksul köylü halkıyla arası iyidir. Zengin olan kişilerden alıp yoksul köylü halkına yardım ederdi. Zamanla bütün çevreden sevilen Hekimoğlu bölgeye nam salmış ve Gürcü beyini korkutacak hale gelmiştir.
Bu durumdan memnun olmayan ve korkan Gürcü beyi Hekimoğlu'nu jandarmaya şikayet etmiş ve devamlı aranmasını istemiştir. Gürcü beyi onu yakalatmak için dört tarafa adam gönderse de halk tarafından sevilen Hekimoğlu'nu bir türlü yaşayamamıştı. Jandarmalar Hekimoğlu'nun evini basmış ve burada bir arbede olmuştur. Kaçmayı başaran Hekimoğlu'nun kulağına Gürcü beyinin iki amca oğlunu öldürdüğü haberini alır.
Bu duruma çok üzülen ve sinirlenen Hekimoğlu derhal köye tekrar gelip muhtarın yanına gitmiştir. Diğer köylülere güvendiği gibi muhtara da güvenen Hekimoğlu onu dostu bilmektedir. Fakat öyle olmamış ve muhtarın evinde jandarmalar onu köşeye kıstırmıştır. Saatler süren çatışmadan sonra Hekimoğlu 26 Nisan 1913 günü öldürülmüştür.
Hekimoğlu türküsü kendisi adına daha sonradan yazılmıştır.