Hasan'a Mektup 147
Sahnedeki deli yerli yerinde
Taşlarmı anlasın sen anlamazsan
Başımızın keli yerli yerinde
Siyaset meydanı yine toz duman
Kurtuldum sanıyor gözünü yuman
Vallahi halimiz dünkünden yaman
İşte sağı solu yerli yerinde
İrfanı kaybettik köreldi zeka
İlk önce kılavuz basıyor faka
Rehavet kırtlakta keyifler keka
Gözümüzün külü yerli yerinde
Adalet arardik el'an ararız
Mezarlıkta bayram şölen ararız
Kendi koynumuzda yılan ararız
Medyumların falı yerli yerinde
Daraldı sıkıştı huzum çemberi
Bir adım atmadın daha sen beri
Çürümüş olsada et kemik deri
Mezardaki ölü yerli yerinde
Kakkimiz dibine gömüldü hak'ın
Nasihat ederler sakin ol sakin
Devlet çırılçıplak soyuldu lakin
Bak devlet-i ali yerli yerinde
Borçlarımız katlandıkça katlandı
Kimi aç ölürken kimi yatlandı
Ne sevk bulduk ne ağzımız tatlandı
Ve herkesin dili yerli yerinde
Muhasip taksimden kesirden aciz
Aydını cümleyi tefsirden aciz
Yazı da kelam da tesirden aciz
Eyyamcının yolu yerli yerinde
Milli kanalları kurutturdular
Milleti pop ile uyutturdular
Türk'e türküsünü unutturdular
Bağlamanın teli yerli yerinde
Çabuk yoldan köşe dönme gereği
Kaşık gibi kullanan var küreği
Gasp edildi namuslunun yüreği
Vurguncunun eli yerli yerinde
Yüz misli çoğaldı angutu toyu
Bananeci sebil ahmak diz boyu
Doldurdu üstsüzler sahili koyu
Sapanca'nın gölü yerli yerinde
Karamsar bir tablo çizdimse boşver
Riskli sahalarda gezdimse boşver
İdrakını yorup üzdümse boşver
Her kapının kulu yerli yerinde
Farkı fark eyledik farka bağlandık
Topyekün bir koca çarka bağlandık
Borsaya dolara marka bağlandık
IMF'nin pili yerli yerinde
Keçileri dağa kaçırma sakın
Gelecek müjdeli haberler yakın
At gözden perdeyi etrafa bakın
Her bahçenin gülü yerli yerinde