Deniz Üstü Köpürür Sözleri ve Hikayesi

Deniz Üstü Köpürür türküsünün sözleri ve eser bilgilerini okuyabilirsiniz.

Deniz Üstü Köpürür 358

Deniz üstü köpürür hey canım rinna nay rinna rinna nay
Kayığa da binsem götürür hey canım hey
Benim de şu cihana gelişim hey canım rinna nay rinna rinna nay
Bir güzelden ötürü hey canım hey

Deniz üstü yelkenden hey canım rinna nay rinna rinna nay
Ecel geldi erkenden hey canım hey
Denizin ortasında hey canım rinna nay rinna rinna nay
Mum yanar sofrasında hey canım hey

Benim de şu cihandan gidişim hey canım rinna nay rinna rinna nay
Memleket sevdasından hey canım hey
Benim de bu cihandan gidişim hey canım rinna nay rinna rinna nay
Memleket sevdasından

Sanatçı: Anonim
Deniz Üstü Köpürür Türküsünün Hikayesi

Osman ve Gülayşe: Bir Düğünle Başlayan Aşkın Türküsü

Türküler, Anadolu'nun en derin duygularını, yaşanmış aşklarını ve kaderin acı cilvelerini anlatan sözsüz hikayelerdir. Bu hikayelerden biri de Muğla'nın Ula ilçesinde yaşayan genç ve yakışıklı Osman’ın, bir düğünde başlayan ve hayatını değiştiren aşkının türküsüdür.

Osman’ın İlk Karşılaşması

Osman, Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Çaydere Köyü'nde yaşayan yakışıklı, genç bir delikanlıdır. Günlerden bir gün, köyde bir düğün duyurusu yapılır. Davulcu, köy meydanında davulunu çalarak düğüne davet eder. Osman ve arkadaşları bu haberi duyunca sevinçle düğüne gitmeye karar verirler. O zamanlar düğünler, genç delikanlılar için eğlencenin, kızlarla tanışmanın ve hayatlarına yeni bir yön verme fırsatlarının olduğu zamanlardır.

Düğün günü geldiğinde, Osman ve diğer genç delikanlılar, köy meydanında toplanan kızları izlemek için duvarların tepesine çıkarlar. Bu, o dönemin gençlerinin sosyal etkinliklerde birbirlerini gözlemleme yöntemlerinden biridir. Osman da arkadaşları gibi duvarın tepesine çıkmış, düğün alanındaki genç kızları izlemeye başlamıştır.

Tam o sırada, Osman dengesini kaybedip aşağıya düşer. Birkaç arkadaşı hemen yanına koşar. Osman toparlanıp ayağa kalkar ama gözleri, onu dengesini kaybettiren kızı aramaktadır. Ancak, aradığı kız bir türlü bulunamaz. Osman, acaba hayal mi gördüm diye düşünse de, düğün bitene kadar o kızı aramaktan vazgeçmez.

Osman’ın Tutkusu ve Arayışı

Düğün bittiğinde, Osman’ın yüzü hala kederlidir. O gün, Osman’ın içindeki bir şey değişir. Artık ne zaman bir düğün haberi alsa, hemen o köye gitmeye başlar. Sadece düğün değil, cenaze, sünnet veya başka bir etkinlik olsun, Osman her fırsatta o köye gitmektedir. Çünkü Osman, o düğünde gördüğü ve adını bile bilmediği kızı bir daha görmek istemektedir.

Osman, bu azmi sayesinde sonunda o güzel kızın adını öğrenir: Gülayşe. Gülayşe, Osman’ın hayallerini süsleyen, dünyalar güzeli bir kızdır. Osman, zamanla sadece Gülayşe’nin değil, köydeki herkesin dikkatini çekmeye başlar. Köydeki ihtiyarlar bile Osman’ın bu sıklıkla köye gelmesinin sebebini merak ederler.

Köydeki İhtiyarla Sohbet

Bir gün, yine bir düğün vesilesiyle köyde bulunan Osman, artık duvar tepelerinde değil, düğünün tam ortasında, köy ahalisiyle birlikte vakit geçirmektedir. Köyün yaşlılarından biri, Osman’ı yanına çağırır ve ona neden bu kadar sık köye geldiğini sorar. Osman, önce biraz mahcup olur ama sonra, o da artık sırrını paylaşmanın vakti geldiğini düşünür.

Osman, ihtiyara döner ve “Ben buraya bir güzeli görmek için geliyorum” der. İhtiyar, “Bizim köy güzel ama senin bahsettiğin güzellik nedir?” diye sorar. Osman, “Köyünüz güzel ama ben burada bir güzeli, Gülayşe’yi görmek için geliyorum” diye cevabını verir.

Bu itiraf, Osman’ın ne kadar büyük bir aşkla bağlı olduğunu gösterir. Osman, her fırsatta Gülayşe’yi görebilmek için köye gelmeye devam eder. Bu büyük aşk, zamanla köyde herkesin diline dolanır ve bir türküye dönüşür. Osman’ın bu tutkulu aşkı, türkülerde yaşamaya başlar, dilden dile dolaşır.

Yorumlar

İlk yorumu yapın

Yorum Gönder